20 Temmuz 2010 Salı

Biz bu haftasonu;

Önce meyve çizdik oğlumla, renk renk boyadık. Yanına da fiyonk makarnaları yapıştırıp öğretmeninle boyadığınız eski "soda şişesi" yeni vazomuz  koyduk. . Ajandamın ön kapağından "tüyk telemu"da kesip  logosunu şıpırttırdık tahtamıza. Çok beğendin, beğendik, hemen baş köşemize yerleştirdik. 
Örtümüzü yere serdik,  cevizlerimizi kırdık tam yiyeceğim, örtünün altından sağlı sollu iki tane ayak. Bir kaldırdım ki örtüyü, bu küçük beden bağdaş kuruvermiyi de bilirmiş. Meğer baban mutfaktayken ben seni de konuşlandırmış bi güzel. Bir an duygulandım, babam gibi dedim içimden oda hep böyle otururdu.
Cumartesi gecesi Forum Bornova, avare avare gezinirken bir başıma nasıl zaman geçti anlamadım ve bu süre zarfında hiç sesinide duymadım "annneee" diye. Biliyordum ki sen buranın en sevdiğin noktasında babanlaydın.  Yanınıza geldiğimde yaşıtın bir çocukla oynuyordun, baban dedi ki resmini çekerken "çocuğun adı ne biliyomusun? ne? Çağan" gayri ihtiyari ufak bir çığlık bende "aaa sende mi Çağansın bak benim oğlumda Çağan. Bu ana kadar baban bu tesadüfü yüksek sesle dillendirmediğinden  diğer Çağanın anne-babasıda benimkine benzer bir tepki gösterdiler. İlk adaşınla karşılaşmamızdandır diyorum bu anlamsız şaşkınlığım.  Gece 12 ye gelirken ayrıldık ya o ana kadar "Çağan tuvaletinmi var oğlum: 1 cık 1 evet. Çağan uzağa gitmeyin:2 duraksama 1 geri dönme 1 uzaklaşma (sensin bu) Yere yatıp temsili uyumalar, birbirine sarılmalar, ben bes yasındayımlar her  2 side. Gecenin sonunda ayrılıp, otoparkta tesadüf tekrar karşılaştığımızda 2 Çağan'da babasının omuzlarındaydı. Yine tebessümle iyi gecelerden sonra sen pek keyifliydin.
   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...