Bu sabah servisi kaçırdığım için işe kendim geldim. İzmir'de yalnız ve ilk kez. Her zaman Hakkım bırakırdı. Bu sefer O'nu uyandırmadım. Çünkü Çağan'da erken kalkmaz zorunda kalacaktı. Sessizce çıktım evden. Gelriken yolda müzik dinledim hep. Atiye'yi dinlerken gözlerimi kapadım. Bir yanım hala çocuk benim işte. Gözlerim kapalıyken dans ediyordum, yanımda yeğenlerim ile birlikte zıplaya zıplaya. Sonra dale dom dale çalmaya başlayınca gözlerimin doldu. Herhalde bu şarkıda gözleri yaşlanan ilk insanımdır. Çağan geldi aklıma, O'nun bu şarkıyı nasıl sevdiği ve söyleşiyi. fina.... sina... diye....
Canım oğlum, yatağında yanına uzanıyorum, sırtımı dönüyorum. Yüz yüze bakmamıza da dayanamıyor. sıcaklık geliyormuş benden. Bu sefer de sırtıma sokulup, elini, kolunu üstüme atarak uykuya daldı dün gece. Bir de saçlarımı toplayacakmışım, değmeyecekmiş hiçbir şekilde çok rahatsız oluyormuş. Eee o zaman kalkayım ben. yok kalkamamda... Öyle yataktan düştüm düşecek şekilde yatıyorum O uyuyana kadar...
Cumartesi yağmur yağmasın emi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder