7 Haziran 2011 Salı

Bursa notları

Bahar yağmurlarını çok seviyorum. Mayıs'ın son haftasında balkonumuzda yağmur yağarken ettiğimiz kahvaltı ve akşam yemeklerimizi düşündükçe içime mutluluk doluyor. Hava ılık, rüzgarsız, yağmur ip gibi bulutlar alacalı iken yemeğimizi yiyoruz. Benim için çok romantik. Çağan için eğlenceli. Hakkı için mutluluk.

Bu hafta sonu Bursa'ya gittik. Gece 22:00'da vardığımızdan, tüm sevdiklerimizi görmek istediğimizden zamanla yarıştık, tedirgin ve nasıl geçtiğini anlayamadık. Yine de yetmedi. Çağan cuma gecesi cici annesinde kaldı. Cumartesi gecesi ablamdaydık. Pazar ise dönerken ben daha hiç Fatoş ablamda (teyzesi) kalmadım dedi ufaktan ağladı.

Bol bol çocuk sevdim. Fatoşumu Tuna'sını emzirirken gördüğümde gözlerim sulandı, sanki O bendim, kucağındaki de Çağan. Nefes alıp verişleri bile aynı bu bebeklerin. Doyamadık sevmeye, sohbete. Yarım yamalak bişeydi.

Beynim durdu benim iyice antibiyotik kullanmaktan. Yazamıyorum artık.

Beren'in büyütülmüş stüdyo resmini görünce; Fotoşop güzeli, Hülya bir, kızın iki dedim Fatoş ablama.

Erdem'e baktıkça güldüm; ya ağlıyor ya da bişeyler yemek istiyor. Ablamların ev anahtar teslimi kokteyline biz de gittik. Orada kola gördü içti. Yine istedi, ağladı babası izin vermedi. Hakkım ayran getirdi, yine ağladı, ayranı bitinceye kadar aralıksız içti pipetle...

Ayşem ne yazsam ki şimdi senin için. Babacım derken ağzından bir baba daha çıkıyor sanki. Konuşman, gülüşün, kendini karartman, saçlarınnn öyle bir başka ki. Nazlısın sen nazlı. Çağan'la da güzel güzel oynadılar.

Oğlumla ilk defa başka evlerde uyuduk biz. Tam yatacakken içim burkuldu. O an anladım yanımızda olmadığını, o ana kadar sanki odada uyuyordu. Uyumadan önce üstünü örtemedim ya öpemedim ya bu hüzünlerdi beni galiba. Cici annesine bir nebze olsa da doydu.

Bizim Bursa bu sefer telaş doluydu. Biraz da yorgunluktu. Ama olsun hasret giderdik ya...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...