Ablamın evinin tadilatı onların hoşuna gitmese de, düzenleri bozulduğu için biraz huzursuz olsalarda biz çok memnunuz. Gürültülü, kalabalık yaşıyoruz, ama eğlenceli geçiyor günler. Salı gecesi bizde uyuyacaklar, Nurcan ablam öyle dedi, "Çekirgelerimi de alıp sana geleceğiz" diye. Haftasonu Urla'daydık. Çıkmadan önce Çağan'ımı kendi resmini çekerken görmüştüm. O makinayı tutuşun bile baban. Genetik dedikleri bu. Öğretilmeden, edinilmişlikler, aniden ortaya çıkıveren, daha da çok var böyle benden, babadan. Kendi çocukluğumdan iyi bilirim. Yastıkta uzun süre yatınca tersini çevirirdim soğuk olsun diye. Yüzümden ısınınca hoşuma gitmezsi. Oğlumda böyle bebekliğinden beri. Daha bebekken ilk çevirişinde yastığı anlamıştım demiştim "sıcak oldu galiba" O zamanlar evetin "eeeh eeh" di.
Urla'da bahçeden zeytin, ayva topladık. Zeytinleri kuracağız kış için. Ayvalardan komposto ve reçel yapılacak. Bir insan 7'sinde ne ise, 70'inde de odur diye boşa dememişler. Çocukken ağaç tepelerinden inmeyen ablam hala oralarda, yaş 33 de olsa. Ancak kızı kasket ile bu organik karede. Kendi güneş gözlüğüyle. Sanki çocukken gözlük takardık dut, incir tepelerinde. Daha 3 kare daha vardı, Çağanım ve Sarpımın ancak fazla olur diye 3 koydum. Çüküt Sarp, laylingoz Çağan. Anladınız siz beni anladınız.
sizi cok seviyorummmm
YanıtlaSil