4 Mayıs 2011 Çarşamba
4.5.2011 Çarşamba
Eve gelirken, yemek hazırlarken, mutfağı toplarken, hatta Çağan'la oynarken bile bir sürü cümle kuruyorum kafamın içinde. Kendi kendime telkinde bulunuyorum, bak şunu da muhakkak yaz diye. Şimdi çok rahat bilgisayarın karşısındayım ama tek bir cumle dahi yok aklımda unutmayayım dediklerimden.
Sadece iki tane kemikleşen kalmış aklımda; yeni çıktı bu huy zaten. Bazen dalıp gidiyorum, O'nu izliyorum. Fark ettiği an, "ne oldu", "ne var anne" diyor büyük bir ciddiyetle. Ama o kadar sempatik söyluyor ki, her defasında kahkahayı patlatmamak için zor tutuyorum. Babasıda yapar bazen. "Ne oldu bitanecim bişey mi oldu" sorar gayet safiyane bir şekilde. Doğumgününde saat aldığımızdan beri bazen soruyorum saat kaç diye. 2003 anne diyor. Sonra tekrar soruyorum, 2003 4 oldu anne diyor. Kendince zamanı ilerletiyor.
Güncel resim yüklemeye üşeniyorum. Hiç halim yok, uyumak isityorum deliksiz. Nazar mı değdi bizim oğlana bilmiyorum. Kaç gecedir odasından sesleniyor. Hem de fısıltıyla "anneeee annne annne tuvaletim geldi" Kendime şaştım bugün. Peki ben o fısıltıyı nasıl duyuyorum. Ya da kaç kez sesleniyorda uyanıyorum acaba. Aralıksız uyuyan çocuk gecede en 1 kere uyanır tuvalete gider oldu. Bir de tuvaletteyken uyumaya devam etmiyo rmu, kafasını düşürerek omzuma yaslanarak.
Hafta bitmek üzere. Tek dileğim şimdilik cumartesi havanın güneşli olması......
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder