15 Aralık 2011 Perşembe

Eskilerden, eskimeyen bir duygu

Ben küçükmüşüm, oğlum minnacık. Ayakları hemen karnımda bitiveriyormuş. Şimdi kafası karnıma değiyor  sarıldığında haytanın. Hatırlayamıyorum bile o zamanları. Beyin, bilinç, hafıza, dimağ,  ne ise işte adı. Ne nankör birşey aslında. Vücudumun bir parçası gibi 2 yıla yakın neredeyse hiç kucağımdan düşürmediğim oğlum, kucağımdayken her göz göze geldiğimizde yüzüme yerleşen kontrolsüz şapşal gülümseme ve kendimi artık çocuğum olduğuna inandırma çabalarım. Şimdi bu duyguların hissi yok, hepsinin adı var sadece. Daha önce tattığım hiç bir duyguya benzemeyen, sorumluluğu çok ağır bir mesuliyet. Doğum yaptığım günden bu zamana kadar değişmeyen tek şey, unutmadığım ve yaşamaya devam ettiğim tek duygu ise; O'na her kavuştuğumda şükretmek. Akşamları eve döndüğümde kapı açılana kadar içimden dua etmek, yaradana tekrar tekrar tekrar şükür etmek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...