27 Kasım 2010 Cumartesi

İğde, en son ne zaman dalından yemiştim ki seni...

Bugün, kahvaltıdan sonra babası ile parka çıktılar. Çok geçmeden geldiler. Her gün salonun balkonundan gördüğümüz apartmanın arka tarafındaki parka gitmişler bu sefer. Zeytin ağaçlarının arasından birazda yokuş çıkmış ya; dağa gittik biz anne diye anlattı. "Çok yürüdük çok yoruldum ama biraz anne" dedi.

Ben yatak odasında dışarı çıkmak için hazırlanırken yanıma geldi. Kucağıma atlamalar falan. Ona oyun olsun diye bebek takliti yapayım dedim; "hadi bebekim ben karnım acıktı eeee ınga ınga. Karnımı doyurdu. Karnım ağrıdı, ovaladı, aynı anda su istedim, bi karnımı ovaladı, su içirdi,başıma yastık koydu, masal da istedim. 5 dk kadar çabalaya çabalaya bir güzel baktı bebeğe. Çok masal istiyorum, çok 11 kilo dedim. (tıpkı onun istediği gibi) "tamam tamam söz anlatıcam hadi sen kapa gözünü ağlama ağlama, iki küçük el yüzümü okşadı, uyuttu. 2 masalda pes etti, ınga ınga çok masal deyince "tamam biraz dinleneyim yine anlatıcam" dedi. Babasından yardım istedi. Baba geldi. Çağan anlatsın, karnım ağrıyo, ınga ıngaaa deyince "anne ol anne, bebek olma, anne anne olmanı istiyorum" diye gözlerini devire devire bana baktı. Kocaaaaman sarıldım. Çoook güzel baktın bebeğe teşekkür ederim deyince cok keyiflendi. Bu kadar uzun anlattım 10 dk lık oyunu çünkü, senin yüz ifadelerin, ses tonun, o çabaların bebeğe bakarken öyle eğlenceliydi ki.

Çenemmi düştü benim yine. Erkenden uyudun bu gece. Edi ile büdü kaldık baş başa. Az önce uyandın, baba diye seslendin. Ben koşarak geldim yanına. Tuvalete gittik. Şimdi yine mışıl mışıl. Babanda bana seslendi, sen niye kalkıyorsun beni çağırdı diye çalım attı bana.  

Öğleden sonra üçümüz tekrar dışarıya çıktık. Biraz gezme, ufak alışveriş, dönüşte de tekrar dağlara ! gidelim dedik. Gezerken bir iğde ağacı gördüm. Hemen koparıp yedim. Çocukken sokağımızın sonunda büyük bir iğde ağacı vardı. Hep dalından koparıp yerdik. Yıllar sonrada ne zaman iğde görsem, yesem hep o ağaç gelirdi aklıma. Bugün yine hatırladım o ağacı. Oğlumada verdim yemedi. O sıra iki sarı çiçek koparıp uzattı, senin için dedi. Hemen taktım yakama. Epey dolaştık etrafı. Aslında evimizin az biraz uzağında mıntıka gezisi oldu. Evimize döndük. Hava güzeldi. Benimde içime güneş kaçtı. Bak hala ışıl ışılım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...