Apkasını takan, küçüğüm,
İkea demezsin, "İkea evinizin herşeyi" ne gidelim anne dersin. Son gittiğimizde de, sen bunlara bak deyip beni kumaş reyonuna gönderip, kendi de başka reyonlara bakan küçük oğlum. Ama tıpkı benim gibi bir gözü ile hep beni takip eden.
Dönüşte de çok yorulan kuzum....
Tatilin son günü, akşam üstü bir çırpıda gidip aldığımız yeni pappalar. Yürümeye başladığından beri kaçıncı oldu bu. Galiba 4. Öyle seviyorum ki sana bunlardan almayı. Eve gelince fark ettim birinin kulağına basınca havladığını. Şimdi sen yerde oynarken ayaklarının üstüne oturunca her defasında; hav hav hav diye bir ses. Ayakların sıcacıkken ben hiç üşümüyorum oğlum.
Bu akşam, hep oynadık seninle, yine bize arabalar verdin, yarış yaptık, sonra otopark, babanın o hürmetli elinden geçen ve artık kumandalı arabalarını aynı anda çalıştıran, kumandalarla bizde oynadık. Resim çizdik, bisiklet çizmeyi öğretin bana dedin. Çizdin, üzerine isimlerimizi yazmak istedin, Çağan'ca yazdın. sonrada bana verip, al anne bunu dolapa as dedin. Şimdi buzdolabımızın üstünde.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder