7 Aralık 2010 Salı

Kıssadan hisse...

Çok Sevgili Oğlum;

Geçmişte yazmadıklarım kaç gündür aklımda. Seninle geçen 3,5 yıllık yaşantımız elbet 3-5 satıra sığmaz. Ama kaç gündür kafamın içinde dolaşan ve beynimde kendime anlattıklarımı buraya yazmak istedim kaçırmadan. 

Doğduğunda öyle çok uykusuz geceler yaşamadım hiç. Sadece 26 ay emzirmek biraz yormuştu. Konuşmaya başladıktan kısa bir süre sonra senin "benimmmmm" sendromun başlamıştı ya. Herşey senindi. Hatta birkaç kez babanla birbirimize aşkım diye seslendiğimizde "hayır o menim akşım" demiştin. 

Bir sabah hiç gözümün önünden gitmiyor. Uyandın, beşiğinde oturdun, "oşun menim menim oşun, nanna nnannna" diye. Tabi yazınca ezgisi ile yazılmıyor. O benim triplerini bestelemiştin birde. Nasıl keyiflenmiştik babanla seni dinlerken.   Bu dönemde birde "tokton nonno" muz vardı bizim. Bu ne Çağan derdik herhangi birşey için yada sen sorardın cevabına hep, gülerek tokton nonno derdin. Sonra o da bitti tabi. 

Akşamları üst kata cici annelere kaçışların vardı. Bizi boş bulduğun anda, kapıyı açıp hızlı hızlı merdivenlerden çıkarken birde seslenirdin geliyom diye. Çok durmak yok ama tamam mı deyince "tamam odu şöz anne diyerek birde elini kaldırırdın. 

Bursa'dayken Gülcan teyzenlere gitmek hoştu da, Ayşem ile bir araya geldiğinizde senin benimmmm lerin ile Ayşeminkiler birbirine karışınca harap oluyorduk. Ah Ayşem yinede çok özlüyoruz biz seni.

Baban hep model oldu sana. Bazı davranışlarınız o kadar benziyorki. Mesela sen, siyah renk sevgini babandan edindin bence. O hep koyu renk tercih ettiğinden, ayakkabını bile siyah istedin babanınkileri göstererek.  

İzmir'e geleli 1 yıl olmak üzere. İlk zamanlar kuzenlerin Sude ve Sarp ile arap saçı gibiydiniz. Sude kardeşini dışarıda bırakıp sadece seninle oynuyordu. Sarpım kapılarda küçük emrah edasıyla ağlıyordu genelde. Şimdi artık buda rayına oturdu. Doğal olarak Sarp ile kanka oldunuz ve genel anlamda geçiniyorsunuz. Bir arada olduğumuz zamanlar kulak kabartıyorum size bazen, birbirinize Sarpçım, Çağancım diye hitap ediyorsunuz. Hatta şu sıralar neredeyse her gün anne sarpı çok özledim, yurcan teyzemlere gidelim diyorsun. Diyorsunda oğlum, bir araya geldiğinizde evdeki ses tavan yapıyor. Bu kafalarda artık çok dinç değil.

Bir ara -zaman zaman yine söylüyorsun- kardeşin olsun istiyordun. İsmini bile hazırlamışsın. Okulda en iyi anlaştığın çocuğun ismi:Ali.

İzmir'e alışmak bize olduğu gibi sanada zor oldu. O güzel düzenimizin yerine, sende bizim gibi ağır işçi oldun. Sabah erkenden yollardasın. Çok şükürki okul yürüme mesafesinde, evimizle aynı bahçe içinde.

Canım oğlum, aklıma geldikçe büyüyüşün böyle yazacağım eskileri, eş zamanlı günlerimiz dışında.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...