31 Mart 2011 Perşembe

Benim için nihayet,

Geçen sabah 6:40 gibi uyandı. Kendini oradan oraya atarak, keyfiyle. Yanımıza aldım. Sabah bülbülü mübarek. Daldan dala atlayarak, birşeyler anlattı. Yeni uyandığı için, sıcacık yanaklarını öpmeye kıyamıyor insan. 40 dk kadar keyif yaptık. Hazırlandım, işe gitmek için tam çıkıyordum ki kapıdan, "anne sen götür beni okula nütfen" dedi. Servisim kaçar oğlum diyordum ki, babası ben bırakırım seni deyince okula beraber gittik. Çocukları mutlu etmek öyle kolay ki aslında.  Güne oldukça mutlu başlamama sebep sabahın akşamında   salonun şeklini değiştiririm diye hayal kurdum. Gel gör ki akşam yemekten sonra çoktan yığılıp kalmıştım koltukta. 

Doğum gününe çok az kaldı. Babasına cup cake lerini nasıl süsleyeceğimi bilgisayarda gösterirken "anne süs falan istemiyorum ben, istemiyorum bunlardan  ya." demez mi? Oysa ben nasılda hevesliyim. Ah oğlum, anne hala vazgeçmedi oysa, şekilli delgeç peşinde tım tım tım. Geçen sene acemiliğime gelmişti okulda doğum günü. Bu sene nette gördüğüm, öğrendiğim bir çok şeyi yapmak istiyorum. Pastası Ben10 olsunmuş. Öyle istiyor şimdilik... 

Sonunda bu akşam salonumuzu değiştirdik. İşteyken aradım Hakkı'ımı. En sevimli ses tonumla değiştirelim artık dedim. Öyle rahatım ki şimdi. Ama Çağan ilk defa hiç heyecanlanmadı, değişiklik yapıyoruz diye. Aksine ağladı, sanki çok istemedi. Ya da uyku başına vurduğundan öyle davrandı. 

Yeni favori köşem alttaki resimde. Oğlumun odasından sehpasını ödünç aldık şimdilik. İşimiz bitince üçümüzde yıkandık. Hepimiz olduk pırıl. Banyodan sonra yeni serilmiş mis gibi çarşaflarla uyumaksa bana en huzur verenlerden. Bir insan daha ne ister ki. Ne kadar şükretsek o kadar az aslında.  

(Bu gece banyodan sonra, ben odasından salona geçene kadar, uykuya dalan miniğim)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...