21 Şubat 2012 Salı

Ufkun yavrum


Her ebeveyn gibi çocuğumun her şeyin iyisine sahip olmasını isterim, mutlu bir insan olarak yaşamını sürdürmesini isterim ama en yürekten dileğim O’nun ufkunun çok geniş olmasıdır. Karşımıza çıkan engelleri, yüreğimizi sızlatan her bir anı, dibe vurduğumuzu sandığımız zamanları, vazgeçmeyi seçtiğimizde bizi alıkoyabilecek tek şey o bakıştır, öngerebilmektir, ufkunu ne kadar açmışsan o kadar umutlusun demektir.
Bu akşam babasıyla birlikte Şirketimizin organize ettiği aile katılımlı etkinlikteydik. Adettendir bir sürü soru işaretiyle ayrıldık, memnunduk, umutluyduk, hazırdık yeniden başlamaya. Aklımıza çaktığımız çivileri sökmemeye kararlıydık daha dinlerken. Buraya kadar hepsi tamam ama ben şöyle bir seminer istiyorum, bir uzman çıksın bizi gerçekten mutlu edecek bu realiteleri, hayatımıza nasıl monte edeceğimizi değil, bunların ne zaman kopmaya başlayacağını, başladığında ise nasıl davranılması gerektiğini anlatsın. Hadi 3-5 ne ise başladım, durmuyorum, yılmıyorum ama o kırılma noktalarında ne yapmam gerektiğini anlatsın birisi de. Özetle güzel şeyler duyduk, gerçekleri duyduk, payımıza düşeni aldık.
Çocuğuma günde 15 defa sarılsamda daha çok sarılmam gerektiğini, çok kitap okumam gerektiğini, hayallerimden vazgeçmemi, bahaneler üretmeden yüremeyi, paylaşmayı, dürüstlüğü, daha birçok erdemi duydum. Sakladım sıkı sıkı.
Cumartesi günü çok güzel gezdik, martılara simit attık yeniden, Dalaman’dan Hakan amcası geldi bol bol sohbet ettik, oğlumla güreştim, durmadan sorduğu sorulara yanıt verdim dilim döndüğünce. Çağan  için sorgulama zamanı başladı, şimdilik gördüğü nesneleri ve nedenlerini, büyüdükçe hayatı!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...