Her ebeveyn gibi çocuğumun her
şeyin iyisine sahip olmasını isterim, mutlu bir insan olarak yaşamını
sürdürmesini isterim ama en yürekten dileğim O’nun ufkunun çok geniş olmasıdır.
Karşımıza çıkan engelleri, yüreğimizi sızlatan her bir anı, dibe vurduğumuzu
sandığımız zamanları, vazgeçmeyi seçtiğimizde bizi alıkoyabilecek tek şey o
bakıştır, öngerebilmektir, ufkunu ne kadar açmışsan o kadar umutlusun demektir.
Bu akşam babasıyla birlikte
Şirketimizin organize ettiği aile katılımlı etkinlikteydik. Adettendir bir sürü
soru işaretiyle ayrıldık, memnunduk, umutluyduk, hazırdık yeniden başlamaya. Aklımıza
çaktığımız çivileri sökmemeye kararlıydık daha dinlerken. Buraya kadar hepsi
tamam ama ben şöyle bir seminer istiyorum, bir uzman çıksın bizi gerçekten
mutlu edecek bu realiteleri, hayatımıza nasıl monte edeceğimizi değil, bunların
ne zaman kopmaya başlayacağını, başladığında ise nasıl davranılması gerektiğini
anlatsın. Hadi 3-5 ne ise başladım, durmuyorum, yılmıyorum ama o kırılma noktalarında
ne yapmam gerektiğini anlatsın birisi de. Özetle güzel şeyler duyduk,
gerçekleri duyduk, payımıza düşeni aldık.
Çocuğuma günde 15 defa
sarılsamda daha çok sarılmam gerektiğini, çok kitap okumam gerektiğini,
hayallerimden vazgeçmemi, bahaneler üretmeden yüremeyi, paylaşmayı, dürüstlüğü,
daha birçok erdemi duydum. Sakladım sıkı sıkı.
Cumartesi günü çok güzel
gezdik, martılara simit attık yeniden, Dalaman’dan Hakan amcası geldi bol bol
sohbet ettik, oğlumla güreştim, durmadan sorduğu sorulara yanıt verdim dilim
döndüğünce. Çağan için sorgulama zamanı
başladı, şimdilik gördüğü nesneleri ve nedenlerini, büyüdükçe hayatı!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder