29 Mart 2012 Perşembe

Sevgili sevgilim...

Tam sağımda yanıbaşımda oturuyorsun şuan. Arada minik burnun akıyor hooop çekiyorsun, bir de koştun biraz önce öksürük geliyor.... Bak minik eline minik makası almış bir şeyler kesiyor. Bir gözüm hep sende, kitaba konsantre olamıyorum. İş mi yani şimdi bu, yoksa aşk mı? Baba da hastalandı:(  yatıyor içeride. Ah çocuk ruhlu koca çocuk Hakkı. İş yaparken o dudakların hafifçe öne doğru gelmiyor mu, sen kendini kaptırıyorsun yaa, hani böyle saatlerce sana baksam yorulmam, doymam da. Çok seviyorum seni çooookkkk.

Kaç akşamdır küçük bir video hazırlayayım dedim Bursa gezimiz için.  Yok olmuyor bir türlü. İşim de çok. Uğraşamıyorum... Öyle çok fotoğraf var ki, yüklemekte çok uzun sürer.

Çok eğlendik ama Bursa'da. Nasıl da kimseye haber vermeden 5 kapı gezdik. Ohhh öyle de kısmetliyiz ki, börekler, balıklar, neler neler... Sanki herkes bilmişte geleceğimizi en güzel ikramlar şansımıza. Hele Gülcan teyzesinin izinli olmasına ne demeli, ne güzel gezdik beraber, İremciğimin tiyatro gösterisinde nasıl da eğlendin oğlum. Ve benim koca ablam nasıl da mutlu oldu, en çok O'nun bu kadar sevinmesi mutlu etti beni, aferin verdim kendime kocaman.  

Usulca döndük sonra evimize. Şimdi sırada ananesi var, Aycan teyzesi ve babaannesi var haber vermeden gidilecek sevilenler arasında. Aaaa  bir de dönerken halasına istedi oğlum. Ben de istiyorum ama çok uzak Erzurum, bir yanım uzun araba yolculuğuyla yer-yöre göre göre gitmek istiyor çünkü.

Hiç telaşe yapmadan, çıkarız yola yine yola, çat kapı çalarız kapılarını. Sonra şaşkın ama mutlu yüzlere bakarak hasret giderir mutlu mutlu döneriz evimize...

(1-2 gündür Çağan bana sevgili sevgilim diyor :) )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...