Bazen evimize bir sessizlik çöker. Herkes bir köşede bişeyler yapar. Herkes dediğimde 3 kişiyiz işte. Çağan minik arabalarını alır oynar, konuşur hayali arkadaşıyla. Babası gitar çalar genelde. Bugünlerde Yaşar KURT'un Alışamadım şarkısını dinliyoruz bol bol. Pazartesi günü evdeydim ya. Çağan'ı öğleden sonra uyuttum. Babası da erken gelmişti. Oğlum uyurken biz ikimizde koltuklarımızda oturduk, O gitarını çaldı, ben etamin yaptım. O an öyle hafif hissettim ki kendimi. Şimdi resme bakerken de aynı dinginliği görebiliyorum.
Hastalığımız çok şükür bitti. Ateş yok, ağrı kalmadı. Keyfi de yerinde.
Çağan'ın kendisiyle baş başa kaldığı anları çok seviyorum. Gizli gizli O'nu izlemeye bayılıyorum. Böyle anlarda daha da çok anlıyorum ki; O, bir çok şeyi bilmeyen, bize muhtaç küçük bir çocuk değil sadece. O'nun da bizim gibi içinde yaşattığı bir Çağan daha var. Gözlerini kapadığında kurduğu hayalleri var. Gece uyumadan önce tavana bakarken aklından geçirdikleri belki de muhakemeleri var. Onun herşeyden önce birey olduğunu unutmamak, bundan sonra çocuğumuz olduğu gerçeğiyle davranmak anne olmayı daha da kolaylaştırıyor benim için.
Bayrama çok az kaldı. Ananeye gidiyoruz inşallah. Çok gezmeyi planlıyoruz. Umarız umduğumuzdan güzel geçer bayram...